28 Haziran 2014 Cumartesi

Nasıl güçlü bir tevekküle sahip olabilirsin?


İnsan bu dünyada ancak derin bir imanla, güçlü bir tevekkülle ve kadere teslimiyetle rahat ve huzurlu yaşayabilir. Mutluluğun anahtarı herkesin yazıp çizdiği gibi parada, pulda, kariyerde, malda, mülkte değil. Tam tersine bunlar insana mutluluk değil mutsuzluk, stres ve bıkkınlık getirir, tabii iman olmadıktan sonra. Ne insanlar tanıyorum, en tepede oturup yüzlerce insanı yöneten ama stresten mide kanaması geçiren. Ne insanlar tanıyorum, mal, mülk içinde, birçok insan içinde yalnızlıktan ve sevgisizlikten sürünen…

Bu yüzden bu dünyada ancak tam bir teslimiyetle Allah’a dayanıp güvenmemiz gerek, gerçek konforun sırrı burada gizli…


Eğer Allah size yardım ederse, artık sizi yenilgiye uğratacak yoktur ve eğer sizi ‘yapayalnız ve yardımsız’ bırakacak olursa, Ondan sonra size yardım edecek kimdir? Öyleyse mü’minler, yalnızca Allah’a tevekkül etsinler. (Ali İmran Suresi, 160)


De ki: “Allah’ın bizim için yazdıkları dışında, bize kesinlikle hiçbir şey isabet etmez. O bizim Mevlamızdır. Ve mü’minler yalnızca Allah’a tevekkül etmelidirler.” (Tevbe Suresi, 51)


Demek ki müminler ayette bildirildiği gibi sadece Allah’ın kendileri için yazdığı kaderi yaşadıklarını bilecekler. Allah’a gönülden güvenecekler. Güçlü bir tevekküle sahip olmanın yolu Allah ile bağlantıyı hiç kesmemektir. Allah ile bağlantı kesilirse insan tevekkülünü kaybeder, sarsılır, sıkılır, üzülür, pişmanlık duyar. Oysa Kuran ahlakında bunların hiçbirine yer yoktur. İnsan tevekkül etmeyi bir saniye bile unutmayacak, bir saniye bile Allah’ın yarattığı görüntülerle imtihan olduğunu unutmayacak.


Samimi bir mümin olarak Allah’tan mükemmel bir tevekkül istemeliyiz. “Yarabbi, bana Sana mükemmel tevekkül eden kul olmayı nasip et” demek gerek.


Gerçek anlamda tevekkül yaşanmadığında tüm dünya insanın üzerine gelir, her şey sıkıntı verir, insan her şeyden korkar, gelecek korkusu benliğini sarar, deprem korkusu, ölüm korkusu, sevdiklerini kaybetme korkusu, yalnız kalma korkusu, yaşlanma korkusu, parasız kalma korkusu gibi binlerce korku ruhunu sarar. İnsanın sürekli kalbi sıkışır ve sonunda kendi kendisini hasta eder.


Gerçekten inanan samimi bir mümin ise başına gelen her olayda Allah’a hüsn-ü zan eder. “O yaratmışsa ne güzel yaratmış” der. Allah’a olan güveninde en ufak bir sarsılma olmaz. Allah’ın çizdiği kader hiçbir zaman tartışmaya açılmaz. Yaşananların mutlaka bir hikmeti, hayrı vardır, insan bunu bu dünyada görmeyebilir amaahirette anlar. Önemli olan çok büyük bir aşkla, sevgiyle kalbi Allah’a bağlamaktır. Bu dünyada derin imanlı bir insanı yere yıkacak, onu üzecek, 

sıkacak hiç bir güç yoktur.

Her nefis ölümü tadıcıdır. Biz sizi, şerle de, hayırla da deneyerek imtihan ediyoruz ve siz Bize döndürüleceksiniz. (Enbiya Suresi, 35)


Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey, sizin için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz. (Bakara Suresi, 216)







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder